21 Temmuz 2011 Perşembe

Çin'de taklit Apple mağazası

Çin'de, taklit ürünler, yazılımlar ve cihazlardan sonra sahte Apple mağazalarının da olduğu ortaya çıktı.

Yunnan bölgesindeki Kunming kentinde yaşayan ve adının açıklanmasını istemeyen bir Amerikalının blogunda yazdıklarına göre, kentte bulunan üç Apple mağazası, ilk bakışta logosu, beyaz duvarlarında asılı iPad 2 reklam afişleri ve mavi tişörtlü çalışanlarıyla gerçeğini andırsa da sahte çıktı.

Mağazalar çok iyi taklit edildiği için işçiler de Apple için çalıştıklarını zannediyor. Bu mağazalarda çalışanların çoğu teknolojik ürünlerin nasıl çalıştığını bilmiyor ya da müşterilere yardımcı olamıyor. Mağazanın sahte olduğunu, meşhur logosunun yanındaki "Apple Store" ibaresi ele veriyor.
Mağazalarında yalnızca logo kullanan Apple şirketinin web sitesindeki yetkili satıcılar listesinde de bu mağazaların ismi bulunmuyor. Listeye göre, Çin'in başkenti Pekin'de iki ve Şanghay'da da iki Apple mağazası bulunuyor. iPhone ve diğer tanınmış teknolojik ürünlerin üreticisi Apple'ın Pekin bürosu ise konuyla ilgili açıklama yapmayı reddediyor.

Aziz Yıldırım'dan veda mektubu

Aziz Yıldırımdan veda mektubuFenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Metris Cezaevi’nden sarı-lacivertli camiya yönelik olarak gönderdiği mektupta, "Kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası Fenerbahçe’den kopardılar. Yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. Ama ben de tükendim. Bu süreç beni çok yordu. Ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak" dedi.

Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturması kapsamında tutuklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, "Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. Şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. Bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak" dedi.
         Fenerbahçe Kulübü, Aziz Yıldırım’ın taraftarlara yönelik yazdığı mektup yayımladı.
         "Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. Şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. Bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak" diyerek, taraftarlara, yargılama sürecinin sonunda görevi bırakacağı mesajını veren Aziz Yıldırım, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
         "Ben Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı. 1952 yılında Diyarbakır Ergani’de doğdum. Bu ülkenin insanıyım. İnşaat mühendisiyim. Bugüne dek kendi ülkem ve milletim için çalıştım ve gözlerimi de vatanımda yumacağım.
         Spor sevdalısı ama daha da fazla Fenerbahçe sevdalısıyım. Betondan da futboldan da anlamam ondandır. Ama voleyboldan da anlarım, yelkenden de anlarım, basketboldan da anlarım, masa tenisinden de anlarım, yüzmeden de anlarım, kürekten de anlarım, atletizmden de bokstan da anlarım.
         2000’e yakın sporcu evladım vardır benim. Hepsi birbirinden değerlidir, çünkü onlar Fenerbahçe forması giyerler. Onlar Fenerbahçe formasını çıkarır milli formayı giyer; ülkemin insanlarının yurt dışında göğsünü kabartır, gözlerini yaşartır mutluluk gözyaşı döktürürler.         Ben evlatlarımın hepsini ismen tanırım, nereden geldiklerini, nasıl sporcular olduklarını bilirim. Ben hepsinin akıttıkları helal terin, kazandıkları her başarının kefiliyim, hamisiyim. Çünkü ben Fenerbahçe Spor Kulübünün Başkanıyım. 1990’dan bu yana kulübüme hizmet ettim. 1998’de ’bir oy’ farkla seçimi kazanıp başkan oldum. Herkesten de ’bir farkım’ oldu hep, çünkü ben Fenerbahçe’yi herkesten çok, canımdan, hayatımdan, kendimden çok sevdim.
         Fenerbahçe’ye hayatımı adadım. Eşimi, çocuklarımı, işimi bıraktım gece demeden gündüz demeden Fenerbahçe’nin yolunda yürüdüm. Bu yolda hep doğru bildiklerimi yaptım. Kimsenin karşısında eğilmedim, bükülmedim. Çok eğilenler, çok sürünerek, yanımdan geçip gitmeye çalışanlar oldu ama zamanla hepsi ya ezildiler ya yok olup gittiler.
         Sevenim de çok oldu sevmeyenim de. Beni kendilerine benzetemeyenler beni eğip bükemeyenler nefret etti benden. Kimsenin adamı olmadım, sadece Fenerbahçe’nin Başkanı, Fenerbahçe’nin adamı oldum. Asırlık bir çınara liderlik ettiğimi, Ulu Önder Atatürk’ün kulübüne başkanlık yaptığımı hiç aklımdan çıkarmadım. Onun gösterdiği yolda sporu sevdim, öğrettim, uyguladım. Hiç yanlış yola sapmadım, sapmak isteyene beni yanlış yola çekmek isteyene de hiç müsaade etmedim.
         Çalıştım, hep çalıştım. Amatör sporların Türkiye’nin geleceği gençler için ne kadar önemli olduğunu gördüm. Bu alanda liderlik ettim amatör şubelere devletten daha fazla yatırım yaptım. Popülizm yapıp tüm kaynakları futbola ayırmadım. Ülkemi, ülkemin uluslararası müsabakalarda, boksta, yelkende, atletizmde dalgalanacak şanlı bayrağını düşündüm.
         Tesisler yaptım. Yeni sporcular yetişsin, ’Bu ülkeden sporcu çıkmaz’ diyenler Türk gencinin başarısını görsünler diye. Genç çocuklar önce Fenerbahçeli olsunlar, sonra ülkelerine milletlerine faydalı fertler olsunlar diye her yanda tesisler yaptım. Gençleri hep heveslendirdim, cesaretlendirdim. Minik takımdaki sporcularımın bile isimlerini öğrendim, antrenmanlarına gittim onlara moral verdim. Fenerbahçelilik nedir, nasıl Fenerbahçeli olunur, o çubuklu forma nasıl kutsaldır, öğrensinler diye mücadele ettim.
         Çok mücadele ettim; sağlığımı verdim. Sağlığımdan ödün verdim ama Fenerbahçe sevdamdan ödün vermedim. Ameliyat masasından kalkıp takımımın başında deplasmana gittim. Beni gören taraftar stadyumları salonları doldurdu. Önce onlar da bana kızdılar. Tribünde küfür ettirmedim, kavgaya, kargaşaya izin vermedim. Ama sonra onlar da anladılar her şeyin daha büyük bir Fenerbahçe yaratmak için olduğunu. Büyük Fenerbahçe taraftarı benim yaptıklarımı görüyor, biliyor. Onların bilmesi, onların görmesi kafi. Onların sevgisi bundan sonra bana yeter.
         Beni eğip bükemeyenler, beni kendilerine benzetemeyenler meyve veren ağacı taşlayanlar baktılar ki taşladıkça ağaç inadına daha da büyüyor yakmaya karar verdiler ağacı. Kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası Fenerbahçe’den kopardılar. Yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. Ama ben de tükendim. Bu süreç beni çok yordu. Ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. Şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. Bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak. Ama içimdeki Fenerbahçe sevdası asla bitmeyecek.
         Fenerbahçe sevdam cehennem donana kadar sürecek. Dar ağacında olsam da son sözüm hep Fenerbahçe olacak."
         Yıldırım, mektubunun son bölümünde de Silvan’daki hain saldırıda şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dileyerek, ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

Hazırlık maçı yarıda kaldı

Hazırlık maçı yarıda kaldıFenerbahçe ile Shakhtar Donetsk takımları arasında yapılan özel karşılaşma, 67. dakikada taraftarların sahaya girmesiyle yarıda kaldı.

Fenerbahçe'nin Shakhtar Donetsk ile oynadığı hazırlık maçı esnasında taraftarların, basın mensuplarına madeni para ve pet şişe atmaları üzerine basın tribünündeki ve saha içindeki basın mensupları dışarı çıkartıldı. Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç ve yöneticiler, taraftarları sakinleştirmeye çalışıyor. Fenerbahçeli yönetici Ali Koç basın tribününe gelerek gazetecilerden sahayı terk etmelerini rica etti, bu istek üzerine basın tribünündeki gazetecilerle saha kenarındaki foto muhabirleri statı terk ettiler.

Maçın ikinci yarısında sahaya giren bir taraftar oyunun durmasına neden oldu, daha sonra diğer taraftarlarda sahaya girince maç yarıda kaldı.

TARAFTARLARIN SAHAYA GİRMESİ NEDENİYLE HAKEMLER SOYUNMA ODASINA GİTTİ
Fenerbahçe ile Ukrayna'nın Shakhtar Donetsk takımı arasında yapılan hazırlık maçı, taraftarların sahaya girmesi nedeniyle yarıda kaldı.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan maçın 58. dakikada kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın fotoğrafları bulunan tişörtle 2
taraftar sahaya girdi. Bu taraftarların tribüne gönderilmesinin ardından karşılaşma devam etti. 67. dakikada ise daha fazla taraftar sahaya girince, karşılaşmanın hakemi Fırat Aydınus, Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman ile saha kenarında görüştü. Stat görevlileri ve futbolcular taraftarları sahadan çıkartmaya çalışırken, Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Ali Koç da taraftarları sakinleştirmek için sahaya
girdi. Yüzlerce taraftarın sahaya inmesi üzerine hakemler ve oyuncular soyunma odasına gitti ve maç yarıda kaldı.

19 Temmuz 2011 Salı

Muslera 5 yıl Galatasaray'da

Muslera 5 yıl GalatasaraydaGalatasaray Kulübü resmi internet sitesinden duyurduğu haberde Fernando Muslera ile sözleşme imzalandığını açıkladı. Beklenen transfer nihayet gerçekleşti. Galatasaray Kulübü uzun süredir temaslarını sürdürdüğü Uruguaylı kaleci Fernando Muslera'yı 5 yıllığına renklerine bağladı.

Kulüpten konuyla ilgili şu açıklama yapıldı:
Profesyonel futbolcu Nestor Fernando Muslera ile Şirketimiz arasında varılan mutabakata göre; Futbolcuyla 2011-2012 sezonundan başlamak üzere 5 futbol sezonu için sözleşme imzalanmıştır. Buna göre Futbolcuya her sezon için 2.000.000 EUR ödenecektir.
Ayrıca Futbolcunun federatif haklarında pay sahibi olan Wanderers Montevideo kulübüyle Futbolcunun federatif haklarının tamamen kulübümüze devri karşılığında Wanderers Montevideo'ya 3 yıllık vadeye yayılacak şekilde 6.750.000 EUR miktarında ödeme yapılması konusunda anlaşmaya varılmıştır.

F.B.I. Arrests Man Said to Be a Front for Donations

WASHINGTON — The Justice Department said that the government of Pakistan, including elements of its intelligence service, has been secretly funneling campaign contributions for years to members of Congress, presidential campaigns, and federal campaign committees, often through an activist working on Kashmiri issues who was arrested by the F.B.I. on Tuesday.In court documents, prosecutors accused the arrested man — Syed Ghulam Nabi Fai, 62, a United States citizen from Virginia — of conspiring to act as an unregistered agent of the government of Pakistan. He is the director of the Kashmiri American Council, a nongovernmental organization in Washington that is also called the Kashmir Center. Founded in 1990, the center issues press releases and seeks to persuade government officials to adopt foreign policies promoting the end of Indian rule in Kashmir, a region claimed by both India and Pakistan. Another man, Zaheer Ahmad was also charged in the alleged conspiracy, but he is believed to be in Pakistan, officials said.

“Mr. Fai is accused of a decades-long scheme with one purpose — to hide Pakistan’s involvement behind his efforts to influence the U.S. government’s position on Kashmir,” said Neil MacBride, the United States Attorney in the Eastern District of Virginia. “His handlers in Pakistan allegedly funneled millions through the Kashmir Center to contribute to U.S. elected officials, fund high-profile conferences, and pay for other efforts that promoted the Kashmiri cause to decision-makers in Washington.”
Pakistan has spent more than $4 million over the past two decades in its covert effort to influence the United States to adopt a more critical stance toward India’s control of Kashmir, the government asserted.
A spokesman for the Pakistani embassy said, “Mr. Fai is not a Pakistani citizen, and the government and embassy of Pakistan have no knowledge of the case.”
An affidavit cites budget requests that the council’s director is alleged to have sent to handlers in Pakistan for money to lobby Congress and the executive branch, and for campaign contributions, including $100,000 for donations in 2009 alone. While the affidavit says that lawmakers were unaware of the true origins of the campaign funds they were receiving, the allegations could nonetheless add to mounting tensions between the United States and Pakistan.
The court papers do not name any of the lawmakers who received contributions. They suggest that a network of people could have served as straw donors, both to the Kashmiri Center and to political campaigns, who were reimbursed, or whose families in Pakistan were reimbursed. The affidavit mentions 10 unnamed straw donors, as well as Mr. Ahmad and members of a medical group that includes several physicians.
It affidavit also notes that on at least one occasion a nephew of Mr. Fai may have made a straw donation to an unnamed lamwaker a month after Mr. Fai did so.
Federal Election Committee databases show that Mr. Fai has made more than $20,000 in campaign contributions in his own name. The bulk of them went to two Republican congressmen — Representatives Dan Burton of Indiana and Joe Pitts of Pennsylvania — who have been outspoken in their criticism of India’s handling of Kashmir. But Mr. Fai also made smaller contributions to several Democratic representatives, including Dennis Kucinich of Ohio, Jim Moran of Virginia and Gregory Meeks of New York.
He also donated $250 to Al Gore’s 2000 presidential campaign and another $250 to Barack Obama’s in 2008, and he gave thousands to both the Democratic and Republican senatorial committees, the databases show.
It is against the law for foreigners to contribute, directly or indirectly, to candidates for federal office. But Mr. Fai was not charged with campaign finance violations. A Justice Department spokesman said the investigation of his activities was continuing.
While the center he runs portrays itself as independent, the affidavit says that it — and two similar centers in London and Belgium — have long been secretly financed by the Pakistani government as propaganda outlets. If so, federal law would require Mr. Fai to register as an agent of Pakistan, something he did not do.
In a 44-page affidavit unsealed on Tuesday, Sarah Webb Linden, an F.B.I. special agent who worked the case, said the Kashmir Center was largely financed by Pakistan using straw donors, and that while Mr. Fai had day-to-day latitude, he was ultimately a Pakistani agent for more than two decades.
She said a confidential witness told the F.B.I. about his own participation in funneling money to the center in 2005 in order to get a reduced sentence.
She also alleged that Mr. Fai has communicated more than 4,000 times since 2008 with four people the F.B.I. believes are Pakistani government handlers, based on intercepted communications.
Ms. Linden cited documents that Mr. Fai allegedly sent to Pakistan containing annual strategy plans and budget requests, including a request for $100,000 for contributions to members of Congress in 2009. Her affidavit said there was no evidence that any candidates knew that Pakistan was the source of the campaign contributions.
Government agents have repeatedly questioned Mr. Fai about over the past four years about connections with the government of Pakistan, and the Justice Department sent him a letter last year notifying him that he might have an obligation to register as an agent. The affidavits said Mr. Fai repeatedly denied working for Pakistan.
Law enforcement officials denied that the timing of his arrest was related to souring American relations with Pakistan and the I.S.I. in the wake of the raid that killed Osama Bin Laden in a residential compound in Pakistan. One senior law enforcement official said the case against Mr. Fai had been ready for some time, and that investigators had been waiting to see if an alleged co-conspirator would travel to the United States.

EUROKRISEAnleger bringen ihr Geld in Sicherheit

GOLD-PREIS EXPLODIERT – RUN AUF DIAMANTEN – AUCH DOLLAR UNTER DRUCK

Die Furcht vor der Euro-Schuldenkrise und der Wettlauf gegen die Zahlungsunfähigkeit der USA treiben die Anleger raus aus dem Euro und aus dem Dollar.
Weltweit gehen die Investoren auf Nummer sicher, kaufen scharenweise Gold statt Aktien und Staatsanleihen – der Goldpreis toppt seine Rekorde, täglich.Am Morgen sprang der Preis für eine Feinunze (31,1 Gramm) auf 1608 Dollar – neuer Rekord!
Experten gehen davon aus, dass der Preis für das Edelmetall in den nächsten Wochen bis auf 1650 Dollar klettert.
Auch Diamanten sind hoch im Kurs. Die Preissteigerungen liegen hier sogar noch höher, als beim Gold.
Selbst das zuletzt verschmähte Silber schien vielen Anlegern sicherer als Dollar oder Euro. Die Feinunze verteuerte sich um bis zu drei Prozent auf 40,44 Dollar.
Harte Währungen zählen derzeit mehr, als alle Bekundungen der Politik.
Kein Wunder also, dass der stabile Schweizer Franken derzeit auf Rekordhoch zum Euro steht.
EIN ENDE IN SICHT
An den Finanzmärkten sei die Verunsicherung hoch und die Schuldenkrise halte mit all ihren Ansteckungsgefahren den Markt fest im Griff.
Darüber lässt auch die kleine Atempause am deutschen Aktienmarkt am Morgen nicht hinwegtäuschen.
Der Dax kletterte zum Handelsstart um 1,7 Prozent auf 7226 Punkte. Der Euro lag nahezu unverändert bei 1,41 Dollar.
Die Schuldenkrise spitzt sich zu, da sind sich Händler einig.
„Aus gesamtwirtschaftlicher Sicht braut sich ein perfekter Sturm zusammen, denn es gibt in den USA keine Einigung und in Europa hält die Krise ebenfalls an“, sagte Oliver Pursche, Präsident bei Gary Goldberg Financial Services in New York. Die Akteure an den Märkten schauten sich das alles an und seien „ziemlich ängstlich“.
Die Anleger hoffen auf ein eindeutiges Signal am Donnerstag aus Brüssel. Beim geplanten Sondergipfel der Staats- und Regierungschefs der Europäischen Union soll endlich ein Plan auf den Tisch, wie man zumindest der Euro-Krise Herr werden will.
Beim Kampf gegen die Schuldenkrise werden nach Einschätzung von Experten der HSH Nordbank mittlerweile auch drastischere Ideen diskutiert, wie zum Beispiel die Emission von europäischen Staatsanleihen.
USA VERUNSICHERN ZUSÄTZLICH
Neben den alarmierenden Nachrichten aus der Eurozone treibt den Investoren aber auch die Lage in den USA die Sorgenfalten auf die Stirn – und befeuert die Nachfrage nach Gold.
Seit Tagen streitet sich die Regierung um US-Präsident Barack Obama mit der Opposition um die Schuldengrenze in der größten Volkswirtschaft der Welt. Sollte im politischen Streit keine schnelle Lösung gefunden werden, droht schon Anfang August die Zahlungsunfähigkeit mit möglicherweise verheerenden Folgen an den Finanzmärkten.
WENIGER GUTE AUSSICHTEN
Die mittelfristigen Konjunkturerwartungen von Finanzanalysten und institutionellen Investoren sind im Juli für Deutschland weiter gefallen. Der entsprechende Index sank von minus 9,0 Punkten im Juni auf minus 15,1 Punkte, wie das Zentrum für Europäische Wirtschaftsforschung (ZEW) mitteilte. Experten hatten mit einem Rückgang auf minus 11,5 Punkte gerechnet.


In Debt Crisis, a Legislative Trick Up the Sleeve


WASHINGTON — With Republicans and Democrats still deeply divided over how to shrink the budget deficit and the national debt, the only way for them to avoid a financial crisis at this late date may be to perform a legislative magic trick.
The idea, conjured by Senator Mitch McConnell of Kentucky, the Republican leader, would allow Republicans to accede to an increase in the government’s debt limit without actually voting for it or giving in to President Obama’s demand for tax increases as part of any deal.
It would give the White House a way out of the box that it is in and avert a potential deeper blow to the economy. And it would allow Democrats to head into an election year having backed substantial spending cuts without having, so far, buckled to pressure to bite into the entitlement programs that represent core values to many liberal voters.
That, at least, is the goal of the approach offered last week by Mr. McConnell, who continued to work with SenatorHarry Reid, the Democratic majority leader, on Monday to refine their fallback proposal even as the parties exchanged fire leading up to coming floor fights in the House and Senate over a Republican deficit-reduction plan. The Senate leaders are developing cuts and other deficit-reduction provisions to provide some lubricant to pass the measure, which has been ridiculed by many Republicans as a slick effort to dodge accountability.
While negotiations continued, House and Senate Republicans plan to focus their energy this week on the so-called cut, cap and balance proposal embraced by conservatives. It would reduce spending next year by more than $100 billion, cap future spending based as a percentage of the economy and require a balanced-budget amendment to be approved by Congress and sent to the states for ratification before the debt limit could be increased.
Before the House debate scheduled for Tuesday even began, the administration issued a veto threat on behalf of Mr. Obama, who on Sunday had a private meeting at the White House with the two top House Republicans — Speaker John A. Boehner of Ohio and Representative Eric Cantor of Virginia, the majority leader.
“The bill would undercut the federal government’s ability to meet its core commitments to seniors, middle-class families and the most vulnerable, while reducing our ability to invest in our future,” the White House said in a statement. It said the measure “would set unrealistic spending caps that could result in significant cuts to education, research and development, and other programs critical to growing our economy and winning the future.”
Mr. Cantor said the president was being too hasty in his dismissal of the legislation and called the Republican plan a “common sense” proposal to “ensure that Washington begins to live within its means and put in place a constitutional balanced-budget amendment that will make balancing our budget the rule, not the exception.”
The measure has little to no chance of approval in the Senate. Still, Republicans hope that enabling the rank and file to vent their frustration and vote for the deficit-cutting plan could clear the air and also clear the way for moving forward with the McConnell plan should no suitable alternative proposal surface.
Mr. McConnell’s proposal would essentially flip the current process on its head by calling on Congress to disapprove rather than approve an administration request for a debt limit increase. It would then allow the president to veto the disapproval if it clears Congress, allowing the debt limit to be raised to avoid a default, assuming the veto could be sustained.
The plan also calls for a special Congressional commission to be created that would recommend future spending cuts and policy changes that lawmakers and the White House could then show to the financial markets as evidence that the government intended to get its fiscal problems under control.
Officials knowledgeable about the talks say that the Senate leaders are also negotiating a package of spending cuts that would be attached to the McConnell plan, though perhaps not until it reaches the House. That package would reduce discretionary federal spending by $1.1 trillion over 10 years, take about $200 billion out of programs like federal pensions and agricultural subsidies and save another $200 billion in interest payments.
In order to limit the ability of conservative Republicans to filibuster the McConnell measure, the plan could be attached to a resolution on deficit cutting being considered in the Senate, saving some time given the approach of the Aug. 2 deadline set by Treasury for raising the ceiling.
The bill would still face multiple procedural challenges. And even if it were to pass and create the new process for approving the debt limit increase, Congress would still have to engage in another round of votes on the disapproval of the debt limit increase and a likely veto. But approval of the initial legislation would trigger immediate approval of a $100 billion increase in the debt limit to forestall a crisis should the disapproval and veto process not be complete by Aug. 2.
Since the biggest problem facing the legislation right now is the resistance of House Republicans, the Senate leaders are planning to let the House add the spending cuts into the package as a way to draw support. Even if nearly all House Democrats agreed to back the proposal to avoid a default, dozens of Republicans still must support it to get it across the finish line.
Republicans officials, far from confident that the McConnell plan could clear the House, suggested Monday that the spending package being put together in the Senate might not be enough to win over Republicans who have insisted on a dollar of cuts for every dollar of increase in the federal debt limit.
With the president continuing to barter with the House Republican leadership, the McConnell legislation, through the creation of the Congressional commission, could also conceivably be used as a way to enact any compromise Mr. Obama could reach on more far-reaching deficit-reduction proposals or tax law changes.
“We’re making progress,” the president told reporters after an event Monday.